Pera Residence Office, Yeşilbağlar, D100 no :20/1 No:49, 34893 Pendik/İstanbul
Pera Residence Office, Yeşilbağlar, D100 no :20/1 No:49, 34893 Pendik/İstanbul
Bölge Adliye Mahkemelerince, SGK’ya karşı açılan kanser hastalarının akıllı ilaçlarının dava sonuna kadar tedbiren karşılanması yönündeki kararlara davalı kurumca yapılan itirazlar sonucu verilen farklı kararlara yönelik değerlendirme yapmak üzere başkanlar kurulu toplanmıştır.Yerel mahkemeler kanser hastalarının akıllı ilaçları hususunda tedbir kararı vermekte davalı kurumca Bölge Adliye Mahkemeleri başvuruları sonucunda ise farklı mahkemelerce farklı kararlar verilmekte yargıda bütünlük sağlanamamaktadır .Bahsi geçen farklı yöndeki kararlar ise şöyledir;
1)Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 26.10.2023 tarih 2023/2270 Esas-2023/2115 Karar sayılı kararında;
İhtiyati tedbir talebi, dava konusu ilaç bedelinin tedavi süresince tedbiren davalı SGK tarafından karşılanması istemine ilişkin olup, dava konusu ilaç bedeli kurumca karşılanacak ilaçlardan olmadığı, SUT kapsamında bulunmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği, davanın esasını çözer mahiyette ve hüküm etkisi doğuracak yönde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, ihtiyati tedbir şartlarının da bulunmadığı anlaşıldığından, istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkemenin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararı ve ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararlarının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
2)Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesinin 14.06.2022 tarih 2022/1032 Esas 2022/1009 Karar sayılı kararında;
Sosyal hukuk devleti gerekleri, insan yaşamının kutsallığı, davacının haksız çıkması durumunda yersiz ödenen ilaç bedellerinin kurumca tahsil ve talep edilmesinin mümkün bulunması, uzman tıp hekimlerince gerekli görülmesi.... gerekçeleriyle davalı Kurumun istinaf isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
3)Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin 14.01.2021 tarih 2020/1429 Esas 2021/23 Karar sayılı kararında;
Doktor raporlarıyla ilacın kullanılması zorunlu bulunduğu, ilacın reçete edildiği, dosyadaki kayıt ve belgeler, faturalar ve tüm dosya kapsamına göre yaklaşık ispatın gerçekleştiği, ilacın kurumca karşılanmaması hayatı tehlikeye yol açabileceği gerekçesiyle tedbir talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
4)İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin 30.01.2019 tarih 2019/101 Esas 2019/135 Karar sayılı kararında;
İlacın reçete edildiği, Sağlık Bakanlığı tarafından da kullanımının uygun görüldüğü, bedelin Kurumca karşılanmadığı, ilacın olumlu etkisinin doktor tarafından rapor edildiği, ileride haksız çıkma ihtimalinde Kurumun bedeli tahsil imkanın mevcut olduğu gerekçesiyle davalı Kurumun istinaf isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
5)İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 5.11.2020 tarih 2020/1777 Esas 2020/1549 Karar sayılı kararında;
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun ilacın kullanılmasının uygun görüldüğü, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği, ilacın karşılanmamasının hayati tehlikeye yol açabileceği, tıbbi raporunun alınmasına kadar tedbir talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Görüldüğü gibi benzer konuya ilişkin farklı Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinin kesin kararları arasında çelişki bulunduğundan, içtihatlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairelerinin hukuka, yasaya ve vicdana aykırı olarak verdiği kararların ortadan kalkacağını ve yargıda oluşan belirsizlik, hukuki öngörülemezlik sorununun da giderileceğini ileri sürerek 5235 sayılı Kanun'un 35/3 maddesi uyarınca Yargıtay ilgili dairesine başvurulması yönünde talepte bulunmuştur.
ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULUNUN 29.01.2024 TARİH ve 2024/2 SAYILI KARARI’NA GÖRE:
Davalara konu edilen Kurumun ödeme kapsamında bulunmayan ilaç dosyalarında Bölge Adliye Mahkemelerince tedbir kararlarına yönelik olarak verilen kesin nitelikteki farklı kararları arasında uyuşmazlığın giderilmesine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 389 maddesinin 1 inci fıkrasında, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." aynı şekilde 390 ıncı maddenin 3 üncü fıkrasında "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." şeklinde düzenlenmiştir.
Bu şartlarla birlikte ihtiyati tedbir talep eden, haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması gerekir. Davacının haklı olduğuna ilişkin, kararı verecek olan mahkemede yaklaşık olarak bir kanaat oluşmuş olması gerekir. Bu şart gerçekleşmediği takdirde uyuşmazlık konusu mevcut dosyalarda aleyhine tedbir kararı verilen davalı Kurum davayı kaybetmiş gibi işlem yapılmış ve hak kaybına uğramış olacaktır.
Uyuşmazlık konusu davalarda mevcut bozma kararı doğrultusunda talebe konu ilacın, hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz ve kullanılmasının zorunlu olup olmadığı, davaya konu ilaçla yapılacak tedavinin bilinen mevcut tedavi yöntemlerine göre özellikle sürekli olarak daha etkin ve daha yararlı olduğunun ve kullanılmasının tıbben zorunlu bulunduğunun, ilacın kullanılmaması halinde bu durumun davacının sağlığında ciddi, hızlı ve geri dönüşü olmayan bir bozulmaya ya da ölüme ya da yaşam beklentisinde ciddi azalmaya veya yoğun acıya sebep olacağı konusunda kabul görmüş ve tedbir kararı için dayanak alınacak yeterlilikte bir tıbbı otorite raporunun dosyada bulunmadığı anlaşılmakta olup bu aşamada talebin sonucu itibarıyla ihtiyati tedbirin mahiyetini aşacak ve davayı esastan çözecek nitelikte tedbir kararı verilmemesi ve bu bağlamda Uyuşmazlığın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Özetle Ankara BAM Başkanlar Kurulu kararı ile kanser hastalarının uzun süren yargılama boyunca hayati tehlikeleri olmasına rağmen SUT tarafından karşılama kapsamında olmayan akıllı ilaçlar konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesinin SGK ‘yı mağdur ettiğini takdir etmiş.Ve kanser hastalarının mağduriyetlerini yaklaşık ispatla dahi ispatlayamadığını öngörmüştür.
Kanser gibi tedavisi ivedilikle yapılması gereken hastalıklarda ,yargı organlarının bütçe hesabı yapması kabul edilmemelidir.İnsan yaşamı ve sağlığı tüm haklar üzerinde olmalıdır.
Müvekkilimiz K.B.ye ait dosyada akıllı ilaç tedavisi için yaptığımız ihtiyati tedbir başvurusu kabul edilmiş , davalı kurumca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’ne ihtiyati tedbir kararının kaldırılması yönünde başvuruda bulunulmuştur.Bunun üzerine T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2024/4902 KARAR NO : 2024/4309 No’lu kararında başkanlar kurulunun aksine karar vererek ,sağlık ve yaşam hakkını ilk sıraya koymuş;tedbirin devamı kararı vermiş ;yaklaşık ispat hususunda ise başkanlar kurulunun tam tersi karar vermiştir.
İzmir 9. İş Mahkemesince, 2024/509 E. sayılı dosya üzerinden verilen, 17.10.2024 tarihli ihtiyati tedbir isteminin kabulüne ilişkin ara kararına yapılan itirazın reddine ilişkin 27.11.2024 tarihli ara kararına karşı davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. İSTEM: ''Atezolizumab etkin maddeli Tecentriq'' adlı ilacın bedelde hiçbir kesinti yapılmaksızın, eksiksiz bir biçimde davalı Kurum tarafından karşılanması; aksi yöndeki Kurum işleminin iptali, ilaç için ödenen 65.712,83 TL'nin 01.10.2024 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesi ve ilaç bedelinin dava süresince kesinti yapılmaksızın karşılanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
YANIT: Davalı SGK Başkanlığı vekili; bedeli karşılanabilecek ilaçlar konusunda Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri gözetilerek inceleme yapılması gerektiğini; ilacın bedelinin karşılanması mümkün olmadığından, Kurum işleminin mevzuat hükümlerine uygun olduğunu beyanla, davanın reddi gereğini savunmuştur.
Tedavide kullanılan ilaç bedellerinin SGK Başkanlığı tarafından ödenmesi istemlerine ilişkin idari yargıda görülen davalarda, ilk derece mahkemelerinin kabul kararlarına karşı istinaf istemlerinin Bölge İdare Mahkemeleri tarafından reddine karar verilmek suretiyle, ilk derece idare mahkemelerinin kararlarının kesinleştiği görülmektedir. (İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesi 2022/87 E. - 2022/461 K., İzmir Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2021/1774 E. 2022/498 K., Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 2020/3855 E. - 2022/939 K. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, 4. İdari Dava Dairesi 2021/3550 E. - 2022/392 K., Bursa Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi 2021/1895 E. - 2021/699 K. ) Eldeki uyuşmazlığa ilişkin emsal dosyalarda, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin genel olarak yaklaşımının, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik kararlara ilişkin itirazların reddi yönünde kararlar olduğu görülmektedir. (İstanbul B.A.M. 34. HD. 2022/931 E. - 2022/953 K., İstanbul B.A.M. 33. HD. 2022/727 E.-2022/609 K.(oy çokluğu ile), Ankara B.A.M. 11.HD. 2022/-309 E. - 2022/403 K., Antalya B.A.M. 9. HD. 2022/1281 E. - 2022/1094 K., Adana B.A.M. 12. HD. 2022/501E. - 2022/515 K., Sakarya B.A.M. 12 HD. 2022/302 E. - 2022/365 K., Konya B.A.M. 8. HD. 2022/102 E. - 2022/167 K.) Yukarıda yapılan açıklamalar ve dosya kapsamından, davacının, tedavisinde kullanılan ilacın maliyetinin yüksek olması, tedaviyi yürüten hekimin başvurusu ve davacının tedavi evraklarının tetkiki sonucu düzenlenen Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı'nın endikasyon izninin süresinin her iki ilaç yönünden 07.10.2025 tarihinde sona erdiği ve davacının, "yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğu" değerlendirildiğinde, davacının, atezolizumab etkin maddeli Tecentriq adlı ilaç yönünden 07.10.2025 tarihine kadar ispata yönelik olarak yaklaşık haklılık koşulunun gerçekleştiği, 17.10.2024 tarihli ara karar ile tedbir kararı verilmesinde ve 27.11.2024 tarihli ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanlığı’nın endikasyon dışı ilaç kullanım izninin her iki ilaç yönünden 1 yıllık süre ile sınırlandırdığı, bu sürenin sona ermesinden sonra endikasyon dışı ilaç kullanım izin süresinin uzatılması halinde yeniden tedbir isteminde bulunulabileceği dikkate alındığında, atezolizumab etkin maddeli Tecentriq adlı ilaç yönünden 08.10.2025 tarihi itibariyle, ihtiyati tedbir kararı verilmesi şartlarından yaklaşık haklılık koşulunun gerçekleşmediği dikkate alınmadan ihtiyati tedbire itirazın reddedilmesi isabetsiz olup, HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca belirlenen aykırılık düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Özetle İzmir BAM tarafından Başkanlar Kurulu kararının aksine davacı müvekkilimiz K.B.’nin, "yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğu" yaklaşık ispatla haklılık koşulunun gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Esasen Başkanlar Kurulunun ‘’durumu tespit edecek tıbbi otoritenin bulunmadığı’’gerekçesi bile yaklaşık ispatın gerçekleştiğini ifade etmektedir.Buna rağmen kanser hastalarının dava sonuna kadar ihtiyati tedbir ile akıllı ilaç tedavisi almasında hasta davacıda geri döndürülemez zararlar oluşacağına ilişkin yaklaşık ispatın gerçekleşmemiş olduğunu kabul etmek mümkün değildir.
Meslektaşlarımıza ve akıllı ilaç bekleyen kanser hastalarına emsal olması dileğiyle.
Av.Ezgi KARA BAYRAKTAR & Av.İbrahim Kubilay BAYRAKTAR